MEMLEKETİM: İNCESU

Benim doğup büyüdüğüm, yaşadığım yer, memleketim İncesu...

Kapadokya Bölgesi içerisinde yer alan ilçemiz, uzun yıllardır çevresinde insanların ikamet ettiği bir yerleşim yeridir. Binlerce yıl önce inşa edilen mağaralardan, Hristiyan dönemde yapılan şapel ve kiliselere, İslam’ın ve Türklüğün bölgede yayılması için gelen Horasan erenlerinden, doğuyla batıyı birbirine bağlayan tarihi İpek Yolunun ilçeden geçmesiyle sahip olduğu coğrafi öneme farklı kültürlerin zenginliğiyle bugünlere gelen bir ilçe.

Belediye Personeli Sokak Hayvanları İçin Mama Bırakırken
İncesu, 872 kilometrekare yüzölçümü ile Kayseri ilinin %5,1'ini oluşturur, rakım 1150 metredir. Bugünkü ilçe merkezinin oluşması ise 17. Yüzyıl dönemine denk gelmiştir. Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın Osmanlı Sadrazamı olduğu dönemde bölgeden geçen kervanların ve bölgede yaşayan halkın eşkıyalardan korunabilmesi için bugüne kadar sağlam bir şekilde ayakta kalan ve ilçenin en mühim tarihi mirası olarak bulunan Kara Mustafa Paşa Külliyesi yaptırıldı (1660). Bu sayede İpek Yolunu kullanan kervanlar buradaki handa güvenle konaklayabilecek, hamam ve camiyi kullanabilecekti. Ayrıca bölgede güvenliğin sağlanmasından itibaren çevrelerde dağınık halde yaşayan insanlar bu külliye çevresine yerleşmeye başladı. İlçe merkezindeki yerleşik nüfus bu şekilde oluşmaya başlamıştı.

15 Temmuz Şehitleri Parkı

18. ve 19. Yüzyıla gelindiğinde ilçe merkezindeki Kara Mustafa Paşa Mahallesi ve Bulgurcu Mahallesinden başlayarak Karakoyunlu Mahallesi, Yeni Cami Mahallesi, Yarım Mahalle ve Fırınönü Mahallesine doğru İncesu merkezini çevreleyen tepeler arasındaki bölgede konutlar yapılarak yerleşim alanı gittikçe genişledi ve giderek bu tepelerin üzerine taştı. Zamanla Hristiyan ve Müslüman nüfusun bir arada barış içinde yaşadığı kozmopolit bir nüfus yapısından teşkil olunan bir yerleşim yeri oluşmuştu. İlçenin taş bakımından zengin maden yataklarına sahip olmasından dolayı kesme taşlardan yapılan ve bugünlere kadar bir kısmının ayakta kalmayı başardığı evlerin inşası o dönemlerde başlamıştı. Yapılan cami ve kiliseler ise bu kültürel zenginlikten miras olarak bugünlere kadar ulaşmıştır.

Rumların mübadele edildikleri 1923-1930 yıllarına kadar ilçenin bugünkü durumuna göre daha mamur olduğu, 1200 kadar hanenin bulunduğu, nüfusun 12.700 olduğu, derenin güneyinde Salanta, Orta Mahalle, Kilise Mahallesi, derenin kuzeyinde ise Molu, Tırpanlı ve Sadıka isimli altı mahalleye ayrıldığı, ilçe haricinde çalışanlar tarafından ilçeye her yıl 80.000 Osmanlı Altını girdiği; ilçenin 7.000 büyükbaş hayvanı bulunduğu, yerinde yapılan araştırmalardan belirlenmiştir. Nüfus mübadelesine kadar ilçede yaşayan Rumlar, İstanbul ile sıkı bir iletişim içindedir ve eğitimleri, o zamanın şartlarına göre ileri düzeydedir. Türklere ait bir ilkokul bulunurken, o dönemde Rumların hem ilkokul hem de ortaokulu bulunduğu ifade edilmektedir.

19. Yüzyılda ilçede üzüm bağcılığı o kadar ilerlemişti ki üretilen rakı ve şaraplar İstanbul’a kadar ihraç edilmeye başlamıştı. Nerdeyse her evde veya bir bahçede bir şıra hane vardı. Rumlar alkollü içecek üretirken, Müslüman kesimde ise gelişen bağcılıktan elde edilen mahsul, üzüm pekmezi ve onun yan ürünlerinin yapılmasında kullanılıyordu. Nüfus mübadelesinden sonra bölgeden göç eden Rumların yerine yine aynı sebeple bölgeye getirilen Müslüman Türkler iskân edilmişti. Bu sebeple alkol üretimi bugün ilçede bitmiştir ancak üzüm bağcılığı ve pekmez üretim kültürü devam etmektedir. Rum nüfustan kalan mimari eserlerin bir kısmı ne yazık ki korunamayarak adeta hazine avcıları tarafından talan edilmiş veya taşlarının farklı yapılarda kullanılması amacıyla yıkılıp yok edilmiştir.

Derebağ Mesire Alanı

1876 yılına gelindiğinde ilçe merkezinde Belediye idaresi kuruldu ve 1901 yılında ilçe oldu. 2018 Yılı itibari ile nüfusu 25.352 kişidir. 31 Mahalleden oluşan ilçenin yüzölçümü 87200 Hektardır. Kayseri'nin Güney batısında yer alan ilçe, Kayseri-Niğde Karayolu üzerinde deniz seviyesinden yaklaşık 1100 metre yukarıda bulunmaktadır. 

İLÇENİN TARİHİ MİRASINDAN BAZILARI


Bölgenin Türkleşmesi ve Müslümanlaşması amacıyla yerleşen ve yaşamını bu amaç uğrunda sürdüren Horasan Erenlerinden olduğu tahmin edilen velilerin ilçe sınırları içerisinde farklı bölgelerde bulunan türbelerinin restorasyon çalışmalarına başlandı. Türbelerin restorasyon çalışmalarının bir kısmı tamamlandı ve kalanın da 2019 yılında tamamlanması planlanmakta. 

ŞEYH TURASAN-I VELİ TÜRBESİ
Aksubağları Mevkiindeki Tekke Dağında yer alan Şeyh Turasan-ı Veli Türbesi de restorasyon çalışması tamamlanmış olan bir başka türbedir.

ŞEM'UN-EL GAZİ TÜRBESİ

Bir diğer önemli eser Şeyhşaban Mahallesinde 2000 rakımlı bir tepede yer alan Şem’un-el Gazi Türbesidir. Türbenin restorasyonu tamamlanmış ve yolu yapılmış; ziyarete açılmıştır.

ŞEYH OMUZU GÜÇLÜ TÜRBESİ

Şeyh Omuzu Güçlü, Subaşı Mahallesi çevresinde yaklaşık 700 - 900 yıl önce yaşadığı düşünülen bir Horasan eridir.

Şem'un-El Gazi Türbesi

ŞEYH ŞABAN TÜRBESİ

İlçenin Şeyhşaban Mahallesinde yer alan türbedir.

TARİHİ ORTODOKS KİLİSESİ

İlçemizin tarihi ve kültürel miraslarından bir diğeri olan Ortodoks Kilisesi’nin restorasyonuna başlandı. Bu yapının ilk olarak 1730 yılında yapıldığı fakat 1835 yılında bu kilisenin yenilendiği ve 1865 yılında da ciddi onarım çalışmaları yapıldığı tahmin edilmektedir. Kilisenin adı net olarak bilinmemekte; rölöve raporunda adına dair net bir sonuca ulaşılamadığı ancak araştırmalar neticesinde kilisenin olası isimleri “Hagios Eusthatios Kilisesi” , “Aziz Dimitrios Kilisesi” , “Mukaddes Teslis Kilisesi” , “Ayia Triada Kilisesi” olarak belirtilmektedir. Restorasyon projesini hazırlayan alanında uzman kişiler, söz konusu tarihi yapının mimari bakımdan eşsiz olduğunu vurgulamıştır. Bu bakımdan ilçenin turizm potansiyelini artıran ve tarihi ile kültürel mirasını son derece zenginleştiren bu eser ne yazık ki son yüzyılda büyük oranda tahribata uğratılmış ve yeterince korunamamıştır. İlçedeki Hristiyan toplumun mübadeleler ile göç etmesi ile ibadete kapanan yapıyı vatandaşlarımız ve hazine avcıları son yıllara kadar adeta talan etmiştir. Restorasyon İşinin 2020 yılı içerisinde tamamlanarak bu önemli tarihi ve kültürel mirasın sağlam bir şekilde gelecek nesillere aktarılması amaçlanmaktadır.

Tarihi Ortodoks Kilisesi

ESKİ İNCESU TAŞ EVLERİ
İlçe merkezinin eski yerleşim yerlerinin tarihi sit alanı olarak belirlenmesini ve birçok yapının bu anlamda tarihi yapı olarak tescillenmesi belediye tarafından sağlandı. Son yıllarda bu bölgelerde (Bulgurcu Mahallesi, Yeni Cami Mahallesi, Karakoyunlu Mahallesi, Yarım Mahalle) sokak Sağlıklaştırma çalışmaları kapsamında altyapının yenilendi, üzerinin kesme taş ile Arnavut kaldırımı olarak kaplanması sağlandı. Maddi olanaklar el verdikçe tarihi konakların restorasyon çalışmaları kültür varlıklarını koruma kurulu gibi kurumların denetiminde yürütülmekte.

Eski İncesu Evleri




Yorum Gönder

0 Yorumlar