Amerikan Anayasasının Temel İlkeleri ve Siyasal Yaşamının Sınırları


Merhabalar! Bu yazıda Amerikan anayasasının bazı temel ilkelerine ve siyasal yaşamı için çizdiği çerçeveye hep birlikte bakacağız. Amerikan hükümetinin ve siyasetinin anayasal çerçevesi 1787’de yazılan, 1788’de onaylanan ve 1789 yılında yürürlüğe giren ABD anayasasıyla belirlenmiştir. Bu anayasa halen yürürlükte olan dünyanın en eski anayasasıdır ve temel amacı halk egemenliğinin sağlanması ile hükümetin icraatlarından halka karşı sorumlu olmasıdır.





16. Yüzyılda başlayan İngiliz sömürgesinden çok çeken Amerikalılar bu kötü tecrübelerine karşı anayasa ile tedbir almak istemiş, gelecek nesillerinin farklı otoriteler karşısında egemenliğini ve haklarını koruyacak temel bir bildirge hazırlayarak yürürlüğe koymuşlardır. 
Anayasanın hazırlanmasında en önemli isim James Madison olmuştur. James Bey halk egemenliğinin garanti altına alınmasının yalnızca kontrol ve denge sistemi ile kuvvetler ayrılığı sistemi sayesinde sağlanabileceğine inanmıştır. 

Kuvvetler ayrılığı ne demektir? 

Kuvvetler ayrılığı hükümetin 3 temel organı olan yasama, yürütme ve yargı organlarının birbirinden bağımsız olması ve herhangi bir organın bir diğerini kontrol altına alamaması demektir. Kuvvetler ayrılığını Amerika özelinde inceleyecek olursak anayasa; yasama görevini kongreye, yürütme görevini Başkana ve yargı gücünü ise Yüksek Mahkeme ile federal mahkemelere vermektedir. 

Mesela kuvvetler ayrılığını sağlamlaştırmak için bir organda görevli birinin aynı anda başka bir organda görev alması yasaklanmıştır. Kuvvetler ayrılığını güvence altına almak için kullanılan bir başka araç ise kuvvet ve dengeler sistemidir. Bu ilkeye göre, hükümetin üç organından her biri diğerlerini kontrol edebilir ve dolayısıyla hiçbir organ bir diğerine hükmedemez. 

Başkanlar kongrenin kabul ettiği bir yasayı veto edebilir, kongre ise bu vetoyu senatonun ve temsilciler meclisinin üçte iki oy çoğunluğuyla geçersiz kılabilir. Yüksek Mahkeme, Kongre’den geçen ve Başkanın imzaladığı yasaları anayasaya aykırı bulabilir. Ancak bir yandan da Yüksek Mahkeme yargıçları Senato’nun onayı da alınarak Başkan tarafından atanmaktadır. Kuvvet ve denge sistemi ile her bir organın diğerleri üzerinde bir miktar yetki sahibi olması ve organlar arası güç dengesi sağlanması amaçlanmıştır. 

Değinmek istediğim bir başka konu ise anayasa değişikliği. Amerika Birleşik Devletlerinde anayasa değişikliğinin gerçekleştirilmesi oldukça zordur. Kongreyi oluşturan temsilciler meclisinin ve Senato’nun her ikisinin üçte iki oyuyla veya eyalet yasama organlarının üçte ikisinin isteği üzerine Kongre tarafından toplanan ulusal bir kurul aracılığıyla değişiklik teklif edilebilir. Yasa tasarısı daha sonra eyalet yasama organlarının dörtte üçünün de onayını almak zorundadır. Bu şekilde uzlaşma sağlandığı takdirde istenilen anayasa değişikliklerin yapılabilmesi mümkün kılınmaktadır. 

ABD’nin kuruluşundan bu yana her ne kadar Kongre üyeleri tarafından anayasa değişikliği amacıyla binlerce teklif verilmiş olsa da, bunların ancak 33’ü yasama üyelerinin üçte ikisinin desteğini almış ve bunların da yalnızca 27’si eyaletler tarafından onaylanmış ve geçerli hale gelebilmiştir. 

Yazının son bölümünde değinmek istediğim ise başlarda bahsettiğim bir kavram. Halkın hükümete karşı korunmasını nasıl sağlamaya çalışıyorlar? Amerikan anayasası bunun için iki ilke içermekte, bunlardan birisi hebeas corpustur. Yani Amerika’da tutuklanırsanız kısa süre içinde sağ salim hâkim karşısına çıkarılmanız gerekmekte ve tutukluluğunuzun sebebi mutlaka size açıklanmalıdır. Bununla keyfî ve hukuka aykırı tutuklamaların önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Bir diğer ilke ise ex post facto’dur. Bu ilkeye göre eğer bir eylemi gerçekleştirdiğiniz o eylem suç değilse ve ileride bir zamanda o eylem suç olarak kanunlaşırsa o kanun geriye dönük olarak işletilip sizin suçlu sayılmanızı engeller. S

Yorum Gönder

0 Yorumlar