SURİYE VE FİLİSTİN MEDENİYETİNİN KÖKENLERİ

KÜLTÜR TARİHİ
6. YAZI
SURİYE - FİLİSTİN MEDENİYETİ

Bereketli hilal denilen topraklarda M.Ö. 3000’de Neolitik Devrim yaşanmıştır. Bu topraklar, Anadolu, Mezopotamya ve Mısır arasında bir geçiş bölgesidir. Biblos, ticaret kenti olarak Akdeniz kıyısında önemli bir rol oynamaktadır. Suriye bölgesinde M.Ö. 2000 - M.Ö. 1700’de Kenan ve Semitik halkın gelmesiyle hareketlenmeler görülmeye başlanmıştır. 

Fenike Alfabesiyle Yazılı Tablet
Mısır, Anadolu ve birçok değişik yerden getirilen metal Suriye’de işlenmiştir. İbranice ve Fenike dilinin çözülmesiyle 22 işaretten oluşan Fenike yazısı keşfedilmiştir. Fenike Alfabesi'ni Yunanlılar alıp geliştirecektir. Fenikeliler Akdeniz ticaretine hâkim olmayı başarmışlar ve koloniler kurarak yayılım politikası izlemişlerdir. Hatta Kuzey Afrika’daki Kartaca kolonisi çok kısa bir sürede Batı Akdeniz ticaretini ele geçirmiştir.

MÖ 1500'lerde Mısır Haritası - Filistin Suriye Bölgesi de Görülüyor.
İsrail Oğullarının (Yakup ve 12 oğlu) tanrı savaşçıları olarak ortaya çıkmalarıyla Eski Ahit (Tevrat) önem kazanmaya başlamıştır. Bölge, rahiplerin yönetim bölgesi olarak tanınır. Rahip aynı zamanda kral ve para basma yetkisine de sahiptir. Kudüs merkezli yönetim, sürekli dış güçler tarafından birçok kez fethedilmiş, İbrani halkı Kudüs’ten sürülmüş ve tekrar geri gelmişlerdir. İsrail halkının dini her zaman öne çıkmıştır: Buna göre Yahudi olarak doğmamışsa dine girmesi kabul edilmez. Kısacası dışa kapalı bir toplum yapısına sahiptirler. Hıristiyanlık da bu topraklarda başlamıştır. Eski dine karşı yeni bir din oluşumu olarak kabul edilse de Eski Ahit (Tevrat) ve Yeni Ahit (İncil) kutsal kitap olarak kabul edilmektedir. Kudüs’te yeni bir din oluşturulurken kutsal dil olmuştur. Eski İbranicenin alfabesi de çivi yazısından geliştirilmiştir. Günümüzde kullanılan Yeni İbranice, Rusya’dan İsrail’e göç eden Shalom Jakop Abraham tarafından geliştirilmiştir.


Yorum Gönder

0 Yorumlar