17 AĞUSTOS 1999

17 Ağustos 1999 Marmara Depreminde Resmî raporlara göre 17.480 ölüm, 23.781 yaralanma oldu. 505 kişi sakat kaldı. 285.211 ev, 42.902 iş yeri hasar gördü. 2010 yılında yayınlanan Meclis Araştırması Raporu'nda ise can kaybı sayısı 18.373 olarak güncellenmiştir.


Resmî olmayan bilgilere göre ise yaklaşık 50.000 ölü, ağır-hafif 100.000'e yakın yaralı olmuştur. Ayrıca 133.683 çöken bina ile yaklaşık 600.000 kişi evsiz kalmıştır.
Depremin ekonomiye etkisi TUSİAD’a göre 17 milyar dolar, DPT’ye göre 15-19 milyar dolar ve Dünya Bankası’na göre 12-17 milyar dolar oldu. Bu çerçevede TÜSİAD’ın değerlendirmesine göre deprem, 1999 yılı GSYİH’sının yüzde 9’unun, DPT’ye göre yüzde 8 ila 10’unun, Dünya Bankası’na göre yüzde 6,3 ila 9’unun kaybına neden oldu.


İstanbul'da 1. derece deprem bölgesinde 2015 yılında konut inşaatlarında kontrol mühendisi olarak bir kaç ay çalıştım ve durum 17 Ağustos felaketine rağmen hiç iç açıcı değildi.
Esenyurt, Beylikdüzü, Büyükçekmece, Avcılar vs. : Zeminde bir çok bölgede deprem durumunda sıvılaşma ihtimali var ve yapıların statik projeye uygun inşa edilmediği durumda ayakta kalabilmesi mümkün değil.


Bazı zeminler kuruyken size çok sağlam gibi görünebilir ancak deprem durumunda yeraltındaki suyun yükselip zemin taneleri arasına girmesi ile apartmanınız yüzmeye çalışan betondan bir gemiye döner.
Çoğu cahil müteahhit ise inşaatı bir an önce bitirip evleri satma ve yeni inşaata geçme derdinde; haliyle çalıştığı ekibi de bu yönde baskı altında acele ile çalıştırma eğilimindedir. Durum böyle olunca hatalı uygulamaların gerçekleşmesi kaçınılmaz.
Benim çalıştığım dönemde inşaat yapan müteahhitlere sorduğumda bir çoğu büyük depremi yaşamamış, felakete yakından tanık olmamıştı. "Bize bir şey olmaz" kafasındaydı.
Bu gözler projesi olmadığı halde inşaata başlayan müteahhitler bile gördü.
Yapıyı ayakta tutan taşıyıcı sistemin inşaatının düzgün ve dikkatlice kontrol ve denetimi gerçekleşmezse yapılan hataların inşaat bittikten sonra tespit edilmesi ve müdahale edilmesi çok zor.
Tüm bu saydığım ve sayamadığım sebeplerle 1. derece deprem bölgesinde oturanlar kimden ev aldıklarına, kimin yaptığı evde oturduklarına çok çok dikkat etmeliler ve hatta bence mümkünse o bölgeleri bir an önce terk etsinler.
Kural tanımaz insanlarla dolu ve parayı bulanın müteahhit olduğu ülkemizde son yıllarda yapılan olumlu değişikliklere rağmen denetim mekanizmasına sizce ne kadar güvenilebilir?
Felaket yokken insanlara hiç gerçekleşmeyecek gibi gelir ama o felaket bir gün tekrarlanacak. Birinci derece deprem bölgesinde yaşamaya başlamadan önce 17 Ağustos'u anımsayın ve iyice düşünün...
Çocukluğumun unutulmaz felaketlerinden bu depremde yaşamını kaybeden 18.000 kişiye rahmet, geride kalanlara yaşam gücü; 1. derece deprem bölgesinde yaşamak durumunda olanlara ise bol şans diliyorum.



Yorum Gönder

0 Yorumlar